Bakü:
Dünya Meteoroloji Örgütü, küresel sıcaklıkların benzeri görülmemiş seviyelere ulaşmasıyla 2024’ün tarihteki en sıcak yıl olma yolunda olduğu konusunda uyardı.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nın (COP29) burada açılış gününde yayınlanan bir rapora göre, Ocak’tan Eylül’e kadar ortalama küresel yüzey sıcaklığı sanayi öncesi seviyelerin 1,54 santigrat derece üzerindeydi.
Yoğun El Niño ve artan sera gazı konsantrasyonlarının neden olduğu bu endişe verici artış, iklim değişikliğinin dünya çapındaki etkileri açısından kritik bir eşiği temsil ediyor.
“İklim Durumu 2024” başlıklı rapor, küresel ısınmanın özellikle savunmasız topluluklar için oluşturduğu artan risklere dikkat çekiyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, “İklim felaketleri sağlığa zarar veriyor, eşitsizliği artırıyor, sürdürülebilir kalkınmaya zarar veriyor ve barışın temellerini sarsıyor.”
Guterres, bu değişikliklerden en çok etkilenen insanları korumak için iklim eylemine acil ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Raporun ana bulgularından biri sıcaklıktaki benzeri görülmemiş artıştır. 2024 yılının ilk dokuz ayında ortalama küresel sıcaklık, sanayi öncesi seviyeyi 1,54 santigrat derece aşarak Paris Anlaşması’nda belirlenen 1,5 santigrat derece hedefini geçici olarak aştı.
Uzun vadeli sıcaklık artışı 1,3 santigrat derece civarında kalsa da uzmanlar, bir derecenin her bir kesirinin aşırı hava olaylarının yoğunluğunu artırdığı ve iklim risklerini ağırlaştırdığı konusunda uyarıyor.
Bir diğer önemli gözlem ise, 2023’te tarihi bir yüksekliğe ulaşan ve 2024’te herhangi bir azalma belirtisi göstermeyen okyanus ısı içeriğinin artmasıdır.
Okyanuslar, küresel ısınmanın neden olduğu ilave enerjinin yüzde 90’ından fazlasını emdi; bu eğilim, deniz yaşamı ve kıyı toplulukları üzerinde uzun vadeli etkiler yaratacak.
Yükselen okyanus sıcaklıkları aynı zamanda aşırı hava koşullarını da körükleyerek iklim zorluklarını daha şiddetli hale getiriyor.
Termal genleşme ve buzulların erimesi nedeniyle deniz seviyesi, 1993 ile 2002 yılları arasında gözlemlenen oranın iki katından daha fazla bir oranda artmaya devam ediyor.
Artış hızı 2024’te bir miktar yavaşlasa da Dünya Meteoroloji Örgütü, deniz seviyesindeki yükselişin dünya çapında kıyı bölgeleri için ciddi bir endişe olmaya devam ettiği konusunda uyarıyor. Bu eğilim, kıyı topluluklarının artan su seviyeleriyle başa çıkma yeteneklerini güçlendirme ihtiyacının altını çiziyor.
WMO raporu aynı zamanda 2023’te 1,2 metrelik su eşdeğeri rekor kaybıyla benzeri görülmemiş buzul kaybına da dikkat çekiyor.
Örneğin İsviçre’deki buzullar sadece iki yıl içinde kalan hacimlerinin neredeyse yüzde 10’unu kaybetti. Buzulların bu hızlı geri çekilmesi dağlık ve kutup bölgelerini etkiliyor ve bu hassas bölgelerde iklime uyum tedbirlerine acil ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyor.
Dünya Meteoroloji Örgütü’nün ölümcül sıcak hava dalgalarını, şiddetli selleri, tropik kasırgaları ve kalıcı kuraklıkları iklim değişikliğine bağlamasıyla aşırı hava olayları da küresel olarak yoğunlaştı. Bu olaylar ekonomik kayıplara, gıda güvensizliğine ve zorunlu göçe yol açarak sürdürülebilir kalkınmayı engelledi ve insanların büyük acı çekmesine neden oldu.
Ek olarak, sera gazı konsantrasyonları 2023’te rekor seviyelere ulaştı; karbondioksit milyonda 420 parçaya yükseldi; bu, sanayi öncesi seviyelere göre yüzde 51’lik bir artışı temsil ediyor. Bu eğilim 2024 yılına kadar devam edecek ve atmosferde ısı tutulumunun artmasına ve ısınmanın artmasına yol açacak. Bu sonuçlar, emisyonların küresel ölçekte azaltılmasına yönelik acil ihtiyacın altını çiziyor.
Kutuplardaki buz alanları hala dramatik değişiklikler geçiriyor. 2024 yılında Antarktika’daki deniz buzunun miktarı, uydu kayıtlarının başlamasından bu yana en düşük ikinci seviyedeydi; Kuzey Kutbu’nda da rekora yakın düşüşler görüldü. Kutuplardaki buz kaybı, ekosistemler ve hava durumu düzenleri üzerinde kademeli etkilerle küresel ısınmaya ilişkin geri bildirim döngülerine katkıda bulunuyor.
WMO Genel Sekreteri Celeste Saulo, özellikle toplulukları aşırı hava olaylarından korumayı amaçlayan Herkes için Erken Uyarılar (EW4All) gibi girişimler yoluyla iklim uyumuna duyulan ihtiyacı vurguladı.
Bu girişimin bir parçası olarak 108 ülke, çoklu tehlikelere yönelik bir erken uyarı sisteminin uygulamaya konduğunu bildirdi; bu, hassas alanlarda dayanıklılığın güçlendirilmesine yönelik önemli bir adımdır.
Dünya Meteoroloji Örgütü’nün bulguları, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve etkili iklim politikalarının uygulanmasına yönelik acil ihtiyacın altını çiziyor. Buna yanıt olarak, Paris Anlaşması ile ilgili iklim hedeflerini takip etmek, iletmek ve politika yapıcılara rehberlik etmek üzere uluslararası uzmanlardan oluşan bir ekip oluşturuldu.
(Başlık dışında bu hikaye NDTV personeli tarafından düzenlenmemiştir ve ortak bir yayından yayınlanmıştır.)
- Hyundai Motor India’nın halka açık sayısı son günde ikiden fazla abone oldu
- Yetkililer Khairatabad’daki bir Momos mağazasına baskın düzenledi ve gıda işini askıya almasını istedi
- ‘Hindistan’da güvenlik endişeleri artıyor’: Pakistan, Şampiyonlar Kupası nedeniyle ‘mahkeme tehdidi’ nedeniyle yönetim kurulunu eleştirdi
- Trinamool MLA, ikili Batı Bengal’de rakip grubu suçlayarak saldırıya uğradı
- Chhath Puja’nın 4 günü, önemi ve nasıl kutlanıyor?