Kategori: Genel

ABD Sınır Devriyesi verilerine göre, Kanada’dan ABD’ye yasa dışı göçte Hint kökenli insanlar arasında keskin bir artış görüldü.

ABD haber ajansı Associated Press’in bildirdiğine göre, Hindistan’dan yasadışı göç akışı uzun süredir mevcut olmasına rağmen son birkaç yılda önemli ölçüde arttı.

Raporda belirtilen ABD Sınır Devriyesi verilerine göre, 30 Eylül’de sona eren yılda ABD-Kanada sınırında 14.000’den fazla Hintli yakalandı; bu yalnızca iki yıl içinde on kat şaşırtıcı bir artış oldu. Hindistan kökenli kişileri hedef alan tutuklamaların yüzdesi, ABD ile Kanada sınırındaki toplam tutuklamaların yüzde 60’ına ulaştı.

Pew Araştırma Merkezi tarafından açıklanan verilere göre, 2022 yılına kadar Amerika Birleşik Devletleri’nde yasa dışı yaşayan 725.000’den fazla Hintlinin bulunacağı tahmin ediliyor; bu sayı yalnızca Meksikalılar ve Salvadorluların gerisinde kalıyor.

Kanada’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne yasadışı göçte neden bu kadar artış olduğunu anlamak için daha fazla araştırma ve analize ihtiyaç duyulsa da, siyasi baskı ve Kanada’da Hintlileri hedef alan aşırılıkçılığın artması da dahil olmak üzere bir dizi faktörün katkıda bulunduğu anlaşılıyor. Amerika’nın işlevsiz göç sistemi, mevcut yasal göç sistemi kapsamında vize ve izinler için aşırı uzun beklemeler ve ekonomik eşitsizlik.

Ancak bir de insan hakları açısı var; 2022’de yaşanan olay, etkili göç politikalarına olan acil ihtiyacın ve yasa dışı sınır geçişleriyle ilgili risklere ilişkin artan farkındalığın altını çiziyor.

2022 yılının soğuk bir Ocak gecesinde Jagdish Patel, eşi Vaishaliben ve iki küçük çocukları daha iyi bir yaşam arayışıyla ABD-Kanada sınırını geçmek üzere tehlikeli bir yolculuğa çıkarlar.

Ancak hayalleri acımasızca yarıda kesildi. Dört kişilik aile dondurucu soğuklara yenik düştü ve cesetleri karla kaplı bir alanda bulundu; bu, yasadışı göçün insani maliyetinin yürek parçalayıcı bir kanıtıydı.

Patellerin hikayesi Hindistan’ın batısındaki Gujarat eyaletinde bulunan küçük bir köy olan Dingosha’da başladı. Diğerleri gibi onlar da Batı’da daha parlak bir gelecek vaadinden etkilendiler. Bir zamanlar gelişen köyde artık birçok sakinin daha yeşil otlaklar arayışıyla terk ettiği boş ev blokları var. Okul öğretmenleri Jagdish ve Vaishaliben ile çocukları Vihangi (11) ve Dharmik’ten (3) oluşan Patel ailesi, ekonomik refah arzusuyla hareket ediyordu.

Yolculukları, “Kirli Harry” lakaplı deneyimli bir kaçakçı olan Harshkumar Patel ve Patel tarafından işe alınan bir sürücü olan Steve Chand tarafından kolaylaştırıldı. Karmaşık bir insan kaçakçılığı operasyonuna katılmakla suçlanan iki adamın, insan kaçakçılığı suçlamasıyla yargılanması planlanıyor.

O kader gecesinde Pateller, diğer yedi Hintli göçmenle birlikte -36 Fahrenheit (-38 Santigrat derece) kadar düşük sıcaklıklara rağmen sınırı yürüyerek geçmeye çalıştı. Zorlu koşullara dayanacak donanıma sahip olmayan grup, karanlıkta ayrıldı. Hayatta kalan yedi kişi sonunda kurtarılırken, Patel ailesi telef oldu ve cesetleri ertesi sabah bulundu.

Olay, ekonomik hırsların yönlendirdiği ve kaçakçılık ağlarının kolaylaştırdığı, Hindistan’dan artan yasa dışı göç sorununun altını çiziyor.

Minneapolis merkezli bir göçmenlik avukatı olan Satvir Chaudhary, kaçakçıların sıklıkla savunmasız bireyleri hedef aldığını, fahiş ücretler talep ettiğini ve çaresizliklerini istismar ettiğini belirtiyor.

Patel ve Chand’ın davası başlarken odak noktası yasadışı göçün insani maliyetine dönüyor. Patel ailesinin trajik kaderi, daha iyi bir yaşam arayanların karşılaştığı riskleri ve belirsizlikleri hatırlatıyor.

Pateller için sanal bir dua düzenleyen Hindistan doğumlu iş adamı Hemant Shah, kaçakçılık operasyonunu yönlendiren açgözlülükten yakınarak şunları söyledi: “İnsanlık yoktu.”

Donald Trump, başkanlığının ilk gününden itibaren göçmenlik politikası üzerinde büyük bir etki yaratmaya hazırlanıyor; Biden yönetimindeki göçmenlik yaptırımlarını güçlendirmeyi ve temel yasal giriş programlarını ortadan kaldırmayı amaçlayan bir dizi idari eylem başlatmayı planlıyor. Bu kapsamlı çaba, Trump’ın yeni atanan “sınır çarı” Tom Homan ve diğer önde gelen Cumhuriyetçi göçmenlik yanlıları tarafından yönetilecek.

Küresel topluluk göçün karmaşıklığıyla uğraşırken Patel ailesinin anısı, çaresizlik ve sömürünün yıkıcı sonuçlarına dair yürek burkan bir hatırlatma görevi görüyor.