Paris:
Gérard Depardieu, 50 yılı aşkın süredir Fransız sinemasının devlerinden biri olarak tanınıyor, ancak kaba davranışları ve cinsel şiddet iddialarının ayrıntıları, son yıllarda yıldızının azalmasına neden oldu.
75 yaşındaki adam, 2021 filminin çekimleri sırasında iki kadına cinsel tacizde bulunmakla suçlanarak Pazartesi günü mahkemeye çıkacak.
Depardieu’nun kariyeri 200’den fazla filmi kapsıyor ve bu da onu küresel beyaz perdenin en ünlü Fransız yüzlerinden biri yapıyor.
Cyrano de Bergerac ve Jean Valjean’ın Les Misérables’ı gibi Fransız edebiyatının uyarlanmış klasiklerinde başroller vardı.
İzleyiciler ve diğer yaratıcılar, onun atılgan ve çoğu zaman kasıtlı olarak aşağılayıcı kişiliğini uzun zamandır takdir ediyorlardı; ancak bu nitelikler son yıllarda ona aşınmaya başlamıştı.
Beş yıl önce Kuzey Kore’de çekilen fotoğraflardan oluşan 2023 yayınında, Depardieu’nun reşit olmayan bir kız hakkında cinsiyetçi ve kadın düşmanı açıklamalar yaptığı görüldü.
Ancak dönemin Kültür Bakanı Rima Abdel Malik kaydı “Fransa’nın utancı” olarak nitelendirirken, Başkan Emmanuel Macron Depardieu’yu savundu ve onun “Fransa’yı gururlandıran” “yüksek bir aktör” olarak kaldığını söyledi.
Macron’un müdahalesi, Depardieu’nun onlarca yıldır bir dizi tecavüz ve cinsel saldırı iddiasıyla karşı karşıya kaldığı dönemde geldi.
Kaba sahneler, büyük burunlar
Gerard Depardieu, 27 Aralık 1948’de Fransa’nın orta kesimindeki Chateauroux’da doğdu.
Gençlik yılları suçlarla dolu olsa da tiyatroyu Paris’te keşfetti ve 1965’te ilk filminde rol aldı.
Depardieu’nun çığır açan rollerinden biri, Bertrand Blair’in yönettiği 1974 yapımı “Les Valseuses” (Gidilen Yerler) filmindeki şiddet yanlısı bir dolandırıcı rolüydü. Bu film, beyazperdede cinsel eylemleri ve bayağılığı tasvir etmesi nedeniyle eleştirilere maruz kalmıştı.
François Truffaut’nun Le dernier Metro (Son Metro) filmiyle 1981 César Ödülü olan Oscar’ın Fransızca versiyonunu kazanan Depardieu, eleştirinin kariyerine zarar vermedi.
Amerikan dergisi Newsweek, 1987’de Jean-Paul Rapinoe’nun yönettiği “Cyrano de Bergerac” filmiyle doruğa ulaşan bir dizi filmde rol alan Depardieu’yu “bin yüzlü bir kahraman” olarak tanımladı.
Depardieu, karşılıksız aşkla ilgili klasik bir Fransız masalında büyük burunlu asilzade rolüyle Cannes’da ikinci bir César ve oyunculuk ödülü kazandı.
1990’ların başında “Yeşil Kart” ve “1492” gibi çalışmalarla Hollywood’a adım attı.
Ancak o zaman bile Time dergisi, onun genç bir adam olarak “tecavüz” işlediğini kabul ettiği önceki açıklamalarına yer verdi.
Depardieu sözlerinin yanlış tercüme edildiğini iddia etti, ancak olay Kaliforniya’daki hırslarını baltaladı.
1990’ların sonu ve 2000’lerin başında Asterix çizgi romanlarının canlı aksiyon uyarlamaları ve polis gerilim filmi 36, Quai des Orfevres gibi dramalarla ticari başarı elde etti, ancak oyuncu hiçbir zaman önceki sanatsal yüksekliğine ulaşamadı.
Artık zengin yiyeceklere olan sevgisiyle tanınan bir bağ sahibi olan Depardieu, özellikle kadınlara yönelik öfke patlamaları ve saldırgan ve hatta şiddet içeren davranışlarıyla manşetlere çıktı.
İddialar gündemde
Eşsiz kişiliği nedeniyle uzun süredir göz ardı edilen iddialardan bazıları, sonunda adalet sistemine ulaştı.
Depardieu, 2020 yılında o zamanlar yirmili yaşlarında olan aktris Charlotte Arnold’a birkaç kez tecavüz etmekle suçlanmıştı ancak kendisi bunu yalanlamıştı.
İkinci oyuncu Hélène Darras ise cinsel saldırı suçundan suç duyurusunda bulundu ancak zaman aşımı nedeniyle dava düştü.
Depardieu’nun 2011’de uçağa işemek gibi tuhaflıkları bir zamanlar kahkahalara yol açsa da artık bir yük haline geldi.
Stüdyolar, 2023’ün sonlarında kariyerine ara vermeden önce onu filmlerinin tanıtım kampanyalarından çıkardı.
Kamuoyu önünde savunma yaparken açık bir mektupta “ne tecavüzcü ne de yırtıcı” olduğuna yemin etti.
“Hayatım boyunca bazı zamanlar provokatif, hiperaktif ve kaba davrandım. Anı bu kadar yoğun yaşadığımı düşünüyorsanız, kimseyi incittim veya travmatize ettim, asla zarar vermek istemedim ve özür dilerim.” Depardieu yazdı.
Yasal sorunlarının ötesinde Depardieu, son yıllarda Kuzey Kore’den Küba’ya ve Cezayir’e kadar otoriter hükümetler lehine Fransa’dan uzak duruyor gibi görünüyordu.
2012 yılında Fransız vatandaşlığından vazgeçeceğini, Belçika’da vergi sürgünü olarak yaşayacağını ve Rus vatandaşlığı alacağını duyurdu.
Depardieu, Moskova’nın 2022’de Ukrayna’yı işgaline kadar Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e övgülerle doluydu.
(Başlık dışında bu hikaye NDTV personeli tarafından düzenlenmemiştir ve ortak bir yayından yayınlanmıştır.)