Elon Musk’un SpaceX’i, NASA’nın ‘Yusufçuk’unu 2028’de Satürn’ün ayına fırlatacak: Ne biliyoruz?

Elon Musk’un SpaceX’i, Falcon Heavy roketini kullanarak NASA’nın Satürn’ün en büyük ayı Titan’a çığır açan Dragonfly misyonunu başlatacak. Füzenin 5-25 Temmuz 2028 tarihleri ​​arasında Florida’daki Kennedy Uzay Merkezi’nden fırlatılması planlanıyor ve fırlatma sözleşmesinin değerinin 256,6 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor.

NASA’nın New Frontiers programının bir parçası olan bu görev, 3,35 milyar dolara mal olacak ve drone benzeri bir çıkarma aracı kullanarak Titan’ın eşsiz ortamını keşfetmeyi amaçlıyor.

Dragonfly, Titan’a altı yıl boyunca seyahat edecek ve 2034’te varacak. Titan’ın metan denizlerini, buzlu manzaralarını ve organik açıdan zengin kum tepelerini keşfedecek ve Titan’da her gün (16 Dünya günü) yeni bir konuma inecek. Helikopter, örnekler toplayacak ve Titan’ın yaşam öncesi kimyasını analiz edecek ve ister su ister hidrokarbon bazlı olsun yaşamın biyolojik imzalarını arayacak. Dünya dışında sabit yüzey sıvıları içeren bilinen tek gök cismi olan Titan, yaşamı destekleyebilecek ortamları incelemek için eşsiz bir fırsatı temsil ediyor.

Misyonun başlangıçta 2026’da başlatılması planlanıyordu ancak görev, COVID-19 salgını nedeniyle ertelendi. NASA, seyir aşamasını kısaltmak ve 2034’te varış hedefine ulaşmak için SpaceX’in Falcon Heavy roketini seçti.

Titan’ın yoğun atmosferi ve düşük yer çekimi onu helikopter uçuşları için ideal hale getirirken, Ay’ın yüzeyi Dünya’nın aldığı güneş ışığının yalnızca %1’ini alıyor. Bu, Dragonfly’ın Mars Helikopteri Ingenuity’den alınan derslerden yararlanarak gelişmiş otonom sistemleri kullanarak ele alacağı güneş enerjisiyle çalışan operasyonlar için zorluklar yaratıyor.

Dragonfly, 2005 yılında insanlığın Titan’a ilk yakından bakışını sağlayan Cassini-Huygens misyonunun mirasını takip ediyor. Cassini-Huygens metan nehirleri, antik kumsallar ve buzdan oluşan bir dünyayı ortaya çıkardı. Dragonfly, Titan’daki aktif metan döngüsünü keşfederek ve su ile karbon açısından zengin malzemelerin prebiyotik koşullar oluşturmak için nasıl etkileşime girdiğini inceleyerek bu keşifleri genişletecek.

Misyon, gezegen bilimi, rotorlu taşıt tasarımı ve otonom sistemler konusunda dünyanın dört bir yanından uzmanların katkılarıyla NASA’nın Johns Hopkins Uygulamalı Fizik Laboratuvarı tarafından yönetiliyor. NASA’nın Marshall Uzay Uçuş Merkezi, Yeni Sınırlar Programı kapsamında projeyi yönetiyor.