Hindistan’ın 1757 ile 1947 yılları arasındaki yaklaşık iki yüzyıllık yönetimi sırasında Britanya İmparatorluğu, ülkenin kaynaklarını, zenginliğini ve halkını sömürdü. Sömürge yönetiminin etkisi bugüne kadar hissediliyor. Yeni Delhi’deki Jawaharlal Nehru Üniversitesi’nde fahri profesör olan ünlü ekonomist Utsa Patnaik’e göre İngilizler, 1765 ile 1938 yılları arasında Hindistan’dan yaklaşık 45 trilyon dolar çekti; bu, Birleşik Krallık’ın mevcut GSYİH’sının 17 katına eşdeğer bir miktar.
Bu çok büyük bir rakam ama bu kadar büyük bir zenginlik nasıl oldu da İngilizlerin eline geçti? Hikaye, Hindistan’ın kontrolünü ele geçirdikten sonra ticaretini tekeline alan İngiliz Doğu Hindistan Şirketi ile başlıyor. Şirket başlangıçta Hindistan’dan gümüş kullanarak mal satın aldı, ancak zamanla Hint kaynaklarını para ödemeden sömürmek için kurnaz bir sistem geliştirdi.
Süreç basit ama dolambaçlıydı. Doğu Hindistan Şirketi, Hintli çiftçilerden ve dokumacılardan vergi toplamaya başladı ve toplanan parayı yerel kalkınma veya onarımlar için kullanmak yerine, bir kısmını Hintli üreticilerden mal satın almak için kullandı. Ancak bu alımlar aynı kişilerden toplanan vergi paraları kullanılarak yapılıyordu. Bu sistem İngilizlerin bedava mal almasına olanak tanırken, Hintli üreticilerin servetleri gasp ediliyordu.
Hindistan’dan “satın alınan” malların çoğu yeniden ihraç edildi, bu da Britanya için büyük karlar sağladı ve sömürgeci güç için gelirleri katladı. İngilizler bu malları tüketmekle kalmayıp, onları başka ülkelerde daha yüksek fiyata satarak, malların yalnızca orijinal değerine değil, kârına da el koydular.
1858’de İngiliz Raj’ı kurulduktan sonra, 1857’deki Birinci Kurtuluş Savaşı’ndan sonra bu sistem daha sömürücü bir mekanizmaya dönüştü. Hint malları dış pazarlara ihraç ediliyordu ancak ödemeler hâlâ Londra üzerinden yapılıyordu. Hint malları satın almak isteyen tüccarlar, Britanya’da ihraç edilen ve yalnızca altın veya gümüşle satın alabilecekleri konsey tahvillerini kullanmak zorundaydı. Bu, doğrudan Hintli üreticilere gitmesi gereken tüm değerli metallerin İngiliz kasasına girmesi anlamına geliyordu. Sonuç olarak, Hindistan dünyanın geri kalanıyla ticaret fazlası vermesine rağmen, İngiltere karı fiilen zimmetine geçirdi.
Utsa Patnaik’in araştırması, Hindistan’ın Britanya’nın emperyal emelleri için nasıl önemli bir finansman kaynağı olduğunu gösterdi. Hindistan’dan elde edilen zenginlik, Britanya’nın sanayileşmesini finanse etti ve ayrıca 1840’larda Çin’in işgali ve 1857’deki Hint İsyanı’nın bastırılması da dahil olmak üzere Britanya’nın fetih savaşlarını da finanse etti.
Aksine, Hindistan’ın kalkınmasına yatırılması gereken gelir, Avrupa’nın kapitalist genişlemesini körüklemek için kullanıldı ve Kanada ve Avustralya da dahil olmak üzere dünyanın diğer bölgelerine fayda sağladı.
Bu tükenme onlarca yıldır devam ediyor ve sonuçları Hindistan için yıkıcı oluyor. Britanya Rajı sırasında Hindistan’ın kişi başına düşen geliri, 19. yüzyılın sonlarında çökene kadar sabit kaldı. Kıtlık, yoksulluk ve hastalıklar nüfusu kasıp kavurdu ve İngilizlerin kıtlık zamanlarında gıda tahılları ihraç etme gibi politikaları sonucunda on milyonlarca Hintli öldü.
Bu sert gerçeğe rağmen Britanya’daki bazı sesler hâlâ Hindistan’daki İngiliz yönetiminin faydalı olduğu anlatısını destekliyor. Tarihçi Niall Ferguson, İngiliz sömürgeciliğinin Hindistan’ın “gelişmesine” yardımcı olduğunu öne sürdü, ancak Utsa Patnaik’in bulguları çok farklı bir tablo çizdi. Hindistan’daki İngiliz yönetimi iyi bir işaret değildi; daha ziyade İngiliz çıkarları elde etmek için ülkenin kaynaklarının sistematik bir şekilde kullanılmasıydı.
Eğer Hindistan ürettiği zenginliği ve kaynakları elinde tutabilseydi, ülkenin izlediği yol çok farklı olurdu. 45 trilyon doların tükenmesiyle Hindistan, İngiliz yönetiminin ardından gelen yoksulluk ve acıların çoğundan kaçınarak ekonomik bir güç merkezi haline gelebilirdi. Britanya’nın Hindistan’dan elde ettiği zenginlik, yönettiği halkın pahasına sanayileşmesinde önemli bir rol oynadı.
- Harris, tükenmişlik raporunun ardından Trump’ı hedef aldı
- Kamala Harris’i istifa edin ve ilk kadın başkan yapın: Eski yardımcısı Biden’a öneride bulundu
- Ölmüş gibi davranıp ailesini geride bırakan Wisconsinli adam, videoda ‘güvende’ olduğunu söyledi
- Z kuşağı çalışanının ertesi gün geç gelme bahanesi
- İsrail’in son saldırıları Hizbullah’ı zayıflattı mı?