Bir BM yetkilisi mağdur odaklı şiddet karşıtı yasalar çağrısında bulundu

Bangkok, Tayland:

BM Kadın Birimi Kadına Yönelik Şiddete Son Verme Bölgesel Program Direktörü Melissa Alvarado, NDTV’ye verdiği özel röportajda, kadına yönelik şiddetle mücadeleye yönelik yasa ve yönetmelikler hazırlanırken mağdur merkezli bir yaklaşımın önemini vurguladı. Bayan Alvarado, hayatta kalanların seslerinin cinsiyete dayalı şiddeti azaltmayı amaçlayan politikaların formüle edilmesinde merkezi bir rol oynaması gerektiğini vurguladı.

Bayan Alvarado, “Hayatta kalanlar şiddetin daha geniş hukuki boyutları konusunda uzman olmayabilirler, ancak kendi deneyimlerinde uzmandırlar” dedi. “Onları dikkatle dinlemeli, yasalarımızı ve uygulamalarımızı onların yaşam deneyimlerine göre şekillendirmeliyiz.”

Aynı zamanda yasa ve politikaların etkinliğini değerlendirmek için güçlü bir geri bildirim döngüsüne olan ihtiyacın da altını çizdi. Bayan Alvarado’ya göre, kadınları şiddetten korumayı amaçlayan yasal çerçevelerin iyileştirilmesi ve iyileştirilmesi için hayatta kalanların katkısı çok önemli.

Risk altındaki kadınların tespiti

Bayan Alvarado, risk altındaki kadınların şiddet mağduru olmadan önce tespit edilmesinin önemini vurguladı. Pek çok mağdurun korku, damgalanma veya farkındalık eksikliği nedeniyle yardım hatları ve sağlık merkezleri gibi mevcut destek sistemlerine erişemediğini belirtti. “Yasalar ve düzenlemeler yalnızca şiddeti bildirenler için değil, bildirmeyenler için de tasarlanmalı” diyerek, koşullar kötüleşmeden savunmasız kadınlara ulaşacak önleyici tedbirlerin gerekliliğini vurguladı.

Bayan Alvarado, asıl odak noktasının cinayet veya tecavüze yol açan aile içi şiddet de dahil olmak üzere ciddi şiddet türlerini önlemek olması gerektiğini açıkladı. Bu trajik sonuçları önlemek için yüksek riskli durumların erken tespit edilmesinin şart olduğunu söyledi.

BM verileri, 193 ülkede kadına yönelik şiddete karşı 1.583 yasal önlemin bulunduğunu gösteriyor.

Çatışma ve krizlerin kadınlar üzerindeki etkisi

Bayan Alvarado ayrıca çatışma bölgelerinde veya krizler sırasında kadınların artan savunmasızlığından da bahsetti ve kadınların bu tür durumlarda şiddetten genellikle orantısız bir şekilde etkilendiklerini belirtti. Kadınların sesini kriz planlama ve müdahale çabalarına dahil etmenin yanı sıra, özellikle kadınların kriz zamanlarında karşılaştığı riskleri ele alan sosyal koruma sistemleri oluşturmanın önemini vurguladı.

Bayan Alvarado, “Bir sonraki iklim felaketine veya diğer acil durumlara hazırlanırken, kadınları, kadın hakları örgütlerini, engelli hakları gruplarını ve LGBT aktivistlerini kriz hazırlığı ve planlamasına dahil ettiğimizden emin olmalıyız” dedi.

BM Kadın Birimi verileri çatışma, savaş ve insani krizlerde kadınların yüzde 70’inin toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz kaldığını gösteriyor.

İşyerinde şiddete çözüm

Bayan Alvarado ayrıca şirketlere işyerinde kadına yönelik şiddete karşı “sıfır tolerans” politikası benimsemeleri çağrısında bulundu. Şirketlerin hem kadın çalışanlar hem de müşteriler için güvenli ortamlar yaratmada önemli bir rol oynadığını söyledi.

Bayan Alvarado, sıfır tolerans politikalarını uygulamanın yanı sıra, şirketlerin çalışanlarına şiddet belirtilerini tanımaları için eğitim vermesini ve istismara maruz kalmış olabilecek müşterilere destek sağlamasını önerdi.